Reis-i Cumhurumuz dün gece katıldığı TV programında “Kim olursa olsun; bu, kişi olablir, kurum olabilir. Bu ülkeyi bölmek, parçalamak isteyenler; şu anda bölücü terör örgütüyle beraber HAYIR kampanyasında buluşanlardır.” buyurdular. Yani bizler; sunulan değişiklik önergesini beğenmediğimiz için PKK ile işbirliği yapmış oluyoruz. Vatan haini olmak Cumhurbaşkanının gözünde bu kadar kolay…

Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanının oğlunun dahi anlayacağı netlikte söylemek gerekirse. Mecburi olarak gidilmesi gereken iki yol var ise eğer “Ehven-i şer” tercih edilir. Yani kötünün iyisi mecburiyet halinde seçilebilir. Önümüzde sunulmuş iki seçenek yok, tek bir seçenek var ve biz onu beğenmiyoruz. Sizin sunduğunuz teklif yerine PKK’nın sunduğu teklifi kabul ediyor değiliz yani. Altını çizelim mi tekrar? Ortada PKK ile birlikte yürünen bir yol yok! –Ki siz o yolu hayli zaman yürüdünüz- Sizin sunduğunuz teklifin bizi tatmin etmemiş olması var. Biz bu teklifi reddederken Kandil ne diyor diye bakmıyoruz. Biz yalnız ve yalnız, Türk Milleti’nin bekasını düşünerek karar veriyoruz, ve HAYIR diyoruz.

Sizin tarafınızdan ilk kez suçlanmadık, onun için bu “Vatan haini” ithamınız bizde şok etkisi yaratmadı.

Siz devlet kadrolarını FETÖ’cü alçaklarla dolduruken, itiraz ettiğimizde de haindik. Onların komplolarıyla 22 asırlık Şanlı Ordumuz hırpalanırken, onlarla dayanıştığımız için de “Ergenekoncu hainler” olarak ilan edilmiştik.

Siz Avrupa Birliği sevdasıyla, demokratikleşme adı altında, Ermenistan’a, Güney Kıbrıs’a taviz üstüne taviz verirken; Ege’de adalarımızın işgaline göz yumarken “Bunlar yanlıştır” dediğimizde de haindik. Oysa o günlerde ülkemiz güçleniyor, AB ile bütünleşiyor, bizim gibi “kafatasçı hainler” bu olumlu gelişmeleri baltalıyorduk. Yine haindik…

Sonra yina AB’den esen rüzgarla “Çözüm Süreci” denen garabete soyundunuz. “Sizden toprak talep eden bir terör örgütünü talebi yerine gelmediği sürece tatmin edemezsiniz” dedik. Askerleri kışlalara hapsettiniz, Kandil’den gelenleri davul zurnayla karşıladınız. Bunlar büyük yanlışlar, bedelini yine milletimiz öder yapmayın dedik. Bu sefer de “kandan beslenen hainler” olduk.

“3 Milyon Suriyeliyi kontrolsüz bir şekilde ülkeye sokmak hatadır” dediğimizde de “Vicdansız hainler” olduk. Sizin tabirinizle “Onlar ümmetin bize emanetiydi, ensar ahlakıyla onlara yaklaşmalıydık.” AB ile en ufak pürüzde “Hicret edenleri” üzerlerine salmakla tehdit eden sizlerin vicdanı gözlerimizi yaşartmaya devam ediyor.

Sözün özüne gelirsek:

“Milliyetçilik ayaklarımızın altındadır” diyen bir zattan, milliyetçilik namına öğreneceğimiz tek bir harf yoktur.

Bursa’da Azerbaycan bayraklarının stada sokulmasını yasaklayan, bununla da yetinmeyip topladığı bayrakları çöp kutularına atan bir zihniyetin Türklük adına konuşacak sözü olmamalıdır.

Diyarbakır’da, ordunun namusu sayılan kışlada, Türk bayrağının yüzü poşulu bir PKK’lı tarafından indirilmesini izleyen anlayış bugün Bayrak edebiyatı yapamaz!

Terörist Abdullah Öcalan’ın mektubunu canlı yayında 80 Milyona dinleten, ondan gelen talepleri Dolmabahçe’de, bakanlar eşliğinde kamuoyuna açıklayan bir anlayış, bugün kimseyi PKK yandaşlığıyla suçlayamaz.

Din üzerinden gayet güzel prim yapıyorsunuz, oradan yürümeye devam edin. Milliyetçilik, Vatan ve Bayrak konuları üzerinizde eğreti duruyor; ne kendinizi, ne de o değerleri daha fazla küçük düşürmeyin…

Bir Vatan Haini…